Hayatım ve İşim. Генри Форд
Читать онлайн книгу.rinde dünyaya geldi. Tam adı Henry Martin Ford’dur. Babası William Ford, annesi Mary Litogot Ford’dur. On iki yaşındayken annesini kaybetti. Boş zamanlarını kendisine kurduğu bir atölyede değerlendiren Ford, 15 yaşındayken ilk buharlı makinesini burada tasarladı. 1879 yılında mekanikle ilgili eğitim almak üzere evinden ayrılarak Detroit’e yerleşti. Öğreniminden sonra Westinghouse Company’de iş bularak benzin motorları üzerine çalışmalar yaptı. 1879 yılında Detroit‘te bir şirketin atölyesinde çıraklığa başladı ve cep saatleri onarımı konusunda uzmanlaştı. Bu sırada, cep saatlerini uygun fiyata üretmeyi planladı ancak saatlerin evrensel bir ihtiyaç olmadığını ve bu nedenle insanların bunları almayacağını fark ettiği için bu planından kısa sürede vazgeçti. Çıraklık döneminin ardından Westinghouse Company of Schenectady’nin yerel bir temsilciliğinde yol motorlarının kurulumu ve onarımı konusunda uzman olarak çalıştı.
Ford, Clara Jane Bryant ile 11 Nisan 1888’deki evliliğinden sonra maddi durumunu, kendine ait bir kereste fabrikasıyla iyileştirdi. Çiftin Edsel Ford adında bir oğulları oldu.
Thomas Alva Edison’un kurduğu Edison Illuminating Company’de 1881 yılında mühendisliğe başladı. Dünyaca ünlü mucit Edison ile sonraki yıllarda arkadaş oldular. Başmühendisliğe terfisinden sonra yakıt motorları üzerindeki şahsi araştırmalarına yeterince zaman ve para ayırabilen Ford, Quadricycle isimli aracının gelişimini 1896 yılında tamamladı. Söz konusu başarının ardından Edison, Illuminating’den ayrılarak başka yatırımcılarla birlikte 1899 yılında Detroit Automobile Company’yi kurdu. Kendi modellerinin üstünlüğünü göstermek amacıyla araçlarını başarıyla diğer üreticilerin araçlarıyla yarıştırdı. Ancak 1901’de Detroit Automobile Company iflas etti.
16 Haziran 1903’te Henry Ford, 11 yatırımcıyla birlikte 28 bin dolar sermayeyle, hisselerine yüzde 25.5 oranında ortak olduğu Ford Motor Company’yi kurdu. Aynı yıl içinde ürettikleri ilk otomobil ABD’de satıldı. Ford, ABD’de birçok fabrika kurdu ve üretim maliyetiyle son ürünün fiyatını düşürmek için kendi malzemeciler ağını oluşturdu. Avrupa başta olmak üzere diğer kıtalara ihracat yapmayı başarması da Ford adına önemliydi. Bunun yanında, “999” olarak bilinen yarış arabasıyla dünya rekoru kırmayı da tek başına başardı. İlerleyen yıllarda Model T ile dünya çapında tanınırken 1906 yılında, Avrupa’da ilk kez İngiltere’de şube açtı. Şirket tarafından 1908’de piyasaya sürülen Model T, 1913’e kadar üne kavuştu ve ABD yollarının her yerinde yaygınlaştı. Aynı yıl Ford’un, fabrikalarında yürüyen bantlı üretimi başlatması verimliliği arttırdı. Bu sistemde her işçi, yürüyen bir bant üzerinde önünden geçen arabaların tek bir parçasını monte ediyordu. 1917 yılında tarım sektörünün ihtiyaçlarını karşılayabilecek “Fordson” traktörünü üretti. Traktör üretimiyle müşteri yelpazesi de genişledi. Âdeta rakipsiz kalan Henry Ford, ilerleyen yıllarda Belçika, İtalya, Almanya gibi ülkelerde de fabrikalar açarak üretimlerini artırdı. 1918 yılında ABD’de kullanılan arabaların yarısı Model T idi. Aynı modelden 1927 yılına kadar 15 milyon araç satılarak 45 yıl boyunca satış rekoru elde tutuldu. 1919’da şirketi oğlu Edsel’e devretse de şirket meselelerinde söz sahibi olmaya devam etti.
Henry Ford, Fordizm felsefesiyle üretime yeni bakış açıları ve yöntemler katmıştır. “Hiçbir şey zor değildir, yalnız onu ufak parçalara bölmesini bilelim.” Henry Ford bu sözüyle, felsefesinin yapı taşlarından biri olan iş basitleştirme ve işi parçalara ayırmanın önemini vurgulamıştır. Otomobil montaj işinin parçalara bölünüp basitleştirilerek bir hat üzerinde seri olarak yapılmaya başlanması Ford’un üretim sürecine kattığı en önemli değerlerden biri ve başarısının sırrıdır. Fordizm felsefesi, bir üründen çok sayıda, çok ucuza ve çok hızlı üretmek üzerine kurulmuştur. Henry Ford’un “Siyah olduğu sürece istediğiniz renkte araca sahip olabilirsiniz.” ifadesi bu felsefesini gözler önüne serer. Öyle ki 1914 ve 1925 yılları arasında üretilmiş tüm Model T araçlarının rengi siyahtı.
Ford’un şirketinin ekonomik başarısı, yalnız satışa sunulan taşıtlara değil aynı zamanda planlama, örgütlenme ve üretim alanlarında uygulanan yeniliklere de dayanmaktadır. Ford’un, iş bölümü ve rasyonelleştirme konularının üzerinDe durması sayesinde daha düşük maliyetli bir üretim ve daha yüksek satış sayılarına ulaşılmıştır. Böylece üretim kültürü oluşturularak efsane bir marka yaratılmıştır.
Fordizm felsefesinin yansımaları ilk olarak Model T üzerinde hayata geçirilmiştir. En başta bir aracın üretimi 14 saat sürerken bu süre 1 saat 33 dakikaya düşmüştür. Ayrıca bir aracın fiyatı 1908 yılından 1916 yılına kadar sağlanan gelişmelerle 1000 dolardan 360 dolara kadar düşmüş ve artık otomobil bir lüks değil, işçi sınıfından insanların bile satın alabildiği bir ihtiyaç hâline gelmiştir.
Tarihin bir saçmalık olduğunu iddia eden Ford, kültür, bilim vb. alanlarda sayısız burs veren, araştırmaları finanse eden Ford Vakfı’nı kurmuştur. Bunun yanı sıra ortalama çalışma saatlerini kısaltıp işçilere hisse satma sistemini geliştirmiştir. Fabrikalarındaki işçilere zamanın en yüksek asgari ücretini vererek düşük ücret vermenin avantajlı bir yol olmadığını kanıtlamıştır. Sürümü genişleterek, ücretleri artırarak ve verimliliği yükselterek maliyetlerin ne derece düşürülebileceğini göstermiştir.
Henry Ford, yalnızca kâr elde eden bir şirket değil, yöntem ve uygulamalarıyla endüstride yeni bir çağ açan öncü bir marka yaratmıştır.
Eylül 1945’te emekli olmuştur. Ford Motor Company’yi torunu Henry Ford II’nin başkanlığına bırakmıştır. Ford, ölümüne dek ABD’nin en güçlü ve en çok tartışılan kişilerinden biri olmuştur. 7 Nisan 1947’de, 84. doğum gününe birkaç ay kala, ardında birçok başarı bırakarak beyin kanaması sonucu vefat etmiştir.
Sena Şahin, 5 Ocak 1994’te Ankara’da doğdu. İlköğrenimini Hacı Sabancı İlköğretim Okulunda, ortaöğrenimini ise yabancı dil ağırlıklı eğitim veren Gazi Üniversitesi Vakfı Özel İlköğretim Okulunda bitirdi. Lise öğrenimine ise Gazi Üniversitesi Vakfı Özel Anadolu Lisesinin yabancı dil bölümünde devam ederek 2012 yılında tamamladı. Ortaokuldan başlayarak Almanca ve İngilizce eğitimi aldı. 2012 yılında Hacettepe Üniversitesi İngiliz Dili ve Edebiyatı Bölümünde lisans eğitimine başladı. 2017 yılının Haziran ayında lisans eğitimini tamamlamasının hemen ardından, Eylül ayında Atılım Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümünde yüksek lisans çalışmalarına başladı. 2019 yılının Eylül ayında tez çalışmasını tamamlayarak mezun oldu. Mezuniyetinin ardından, Fransızca eğitimine başladı. 2020 yılında ORSAM tarafından düzenlenen ORSAM Orta Doğu Seminerleri programına katılarak sertifika almaya hak kazandı. Sonrasında yeminli tercüme ofisleriyle çalışmaya başlayarak hukuk, tıp, teknik çeviri alanlarında birçok tercüme çalışmasını tamamladı. 2022 yılında, Anadolu Üniversitesi ve ÇEVFOR tarafından düzenlenen Yeminli Çevirmenlikte Uygulamalı Formasyon programının eğitimlerine katılarak sertifika almaya hak kazandı. 2021 yılında Elips Kitap ile çalışmaya başlayarak Henry Ford’un otobiyografik romanı olan My Life and Work adlı eserini İngilizceden Türkçeye çevirdi. Üniversite yıllarından beri çeviri çalışmaları yürüten Şahin, profesyonel olarak çalışmalarına devam ediyor.
GİRİŞ
FİKİR NEDİR?
Ülkemizi kalkındırmaya yeni başladık. Tüm bu harika ilerleme ile ilgili istişarelerimize rağmen, henüz ilk adımı atmaktan fazlasını yapamadık. Kaydedilen mesafe yeterince harika ama yaptıklarımızı yapılacaklarla karşılaştırdığımızda, geçmişteki başarılarımızın bir hiç olduğu görünür. Ülkenin tüm sanayi kuruluşlarının toplamından daha fazla gücün sadece toprağı işlemek için sarf edildiğini dikkate aldığımızda, önümüzde ne kadar fırsat olduğu öngörülebiliyor. Ve şimdi, dünyanın pek çok ülkesinde meydana gelen karışıklıklar ve her yerde meydana gelen huzursuzluklar düşünüldüğünde, yapılanların ışığında yapılabilecek şeyler hakkında bir şeyler önermek için mükemmel bir zamandır.
Artan güç, makine ve endüstriden bahsedildiğinde, büyük fabrikaların ağaçları, çiçekleri, kuşları ve yeşil alanları kapı dışarı ettiği soğuk, metalik bir dünya resmi ortaya çıkıyor.
Ve o zaman tüm bunların hiçbirine katılmadığım, metal makineler ve insan makinelerinden oluşan bir dünyamız olacak. Makineler ve kullanımları hakkında daha fazla şey bilmedikçe, yaşamın mekanik tarafını