Kahramanlık Saldırısı . Морган Райс
Читать онлайн книгу.tüm bu askerleri yenme şansları yoktu. Thor üç kardeşe artık güvenemeyeceğini biliyordu ancak geldikleri noktada kaybedecekleri bir şey yoktu. Nihayetinde üç kardeşin o akşam dövüşmeleri için kendilerince sebepleri vardı.
Thor bir kılıç darbesini daha savurduktan sonra dizlerinin üstüne çökerek kalabalıktan biraz öteye, üç kardeşe doğru yuvarlandı. Sıçradı saldırılardan koruyarak kılıçlarını alıp gruba katılana kadar her birinin ipini tek tek çözdü.
Drake, Dross ve Durs kalabalık İmparatorluk askerlerini yararak, kılıçlarını saplayarak ve keserek onlara saldırdılar. Hepsi heybetli ve yetenekliydi, İmparatorluk askerlerini savunmasız yakalayarak hemen anında bir kaçını öldürdüler ve avantaj sağladılar. Yaptıklarından sonra Thor onları serbest bıraktığı için kendini karmaşık hissediyordu, ancak bu şartlar altında en iyi seçim buydu. Ölmekten daha kötü olamazdı.
Şimdi kalan yaklaşık sekiz askere karşı dokuz kişilerdi. Olasılıklar hala ürkütücüydü fakat en azından önceki durumlarına kıyasla daha iyiydi.
Lejyon kardeşler aldıkları eğitim doğrultusunda geri çekildiler. Yüzlük zamanında, etrafları çevriliyken ve düşman sayıca üstünken bile dövüşe devam etmeleri için eğitildikleri sayısız zamanda Kolk ve Brom’un onlara öğrettikleri gibi yaptılar: geri çekilip dar bir çember oluşturdular, sırtları birbirlerine dönük olarak İmparatorluk askerleriyle tek vücut olarak dövüşmeye başladılar. Ekstra gelen üç savaşçı nedeniyle daha cesur hareket ettiler ve her biri daha önce hiç olmadığı kadar kuvvetle ve cesaretle saldırdı.
Conval topuzunu savurarak düşmana tekrar tekrar saldırdı ve zinciri elinden çıkmadan önce üç İmparatorluk askerini yere sermeyi başardı. Kardeşi Conven ise normal gürzle saldırdı. Aşağısını hedef alarak askerlerin bacaklarını metal topla paramparça etti. O’Connor bu kısa mesafede yayını kullanamazdı ancak belinden iki hançer çıkararak kalabalığa fırlattı ve iki askeri öldürdü. Elden savaş baltasını ustalıkla kullanarak etrafındakilere ağır darbeler indirdi. Thor ve Reece ise kılıçlarıyla darbeleri savuşturup maharetle bertaraf ettiler. Bir an geldi artık Thor iyimser hissetmeye başlamıştı.
Sonra, Thor göz ucuyla onu rahatsız eden bir şeyi fark etti. Üç kardeşten birinin döndüğünü ve Lejyon dairesi içinden saldırıya geçtiğini gördü. Thor döndüğünde Durs’ü gördü. Durs, saldırıya geçmişti ama bir İmparatorluk askeri için değil, kendisi için. Thor’a saldıracaktı. Tam arkasından.
Her şey çok hızlı gelişti ve önünde iki İmparatorluk askeriyle savaşan Thor bu sefer zamanında dönemedi.
Thor ölmek üzere olduğunu biliyordu. Safça iki kere inandığı ve bir zamanlar erkek kardeşi bildiği çocuk tarafından sırtından bıçaklanmak üzereydi.
Birden Conval, Thor’u korumak için belirdi. Durs Thor’un arkasından kılıcını indirirken Conval’ın göğsünü hedef almış oldu.
Thor döndü ve “CONVAL!” diye haykırdı.
Conval orada öylece donmuş bir şekilde, gözlerinde ölüm boşluğu, kalbine saplanan kılıca doğru bakıyordu. Göğsünden kanlar fışkırıyordu.
Durs durdu, aynı şaşkınlıkla ona baktı.
Conval dizlerinin üstüne çöktüğünde göğsünden kanlar akmaya devam ediyordu. Thor sanki yavaş çekimde Conval’ın, can Lejyon kardeşinin, kendi kardeşi gibi sevdiği çocuğun yere kapaklanmasını ve ölümünü izledi. Hepsi Thor’un hayatını kurtarmak içindi.
Durs Conval’ın tepesinde dikildi, aşağıya baktığında yaptığından dolayı şok geçiriyordu.
Thor, Durs’ü öldürmek için atıldı ancak Conven onu engelledi. Conval’ın ikizi kendini öne atarak kılıcını çekti ve Durs’ün kafasını bedeninden oracıkta ayırdı, Durs’ün vücudu sallanarak toprağa düştü.
Thor orada dikilirken içinde bir boşluk hissetti, suçluluk duygusuyla eziliyordu. Kararlarında çok fazla hata yapmıştı. Durs’ü serbest bırakmasaydı Conval hala yaşıyor olabilirdi.
Sırtları İmparatorluğa bakıyordu ve bu askerlere bir fırsat vermişti. Açılan dairenin içine daldılar ve Thor arkasından omuz yuvasına inen bir balta darbesini hissetti, bu hareket önce yüzünü gömerek onu yere yığdı.
Kalkmaya şansı olmadan, birkaç asker üstüne çullandı, ayaklarını sırtında hissediyordu sonra bir asker ona yaklaşarak saçından kavradı ve hançeri elinde yüzüne eğildi.
“Elveda zamanı, genç adam” dedi.
Thor gözlerini kapadı ve bir başka dünyaya hareket ettiğini hissetti.
Lütfen Tanrım dedi Thor kendi kendine. Lütfen bugünü atlatmama yardım et. Bana bu askerleri öldürme gücü ver. Bir başka gün bir başka yerde onurumla ölürüm. Bu ölümlerin intikamını alabileceğim kadar yaşat beni. Gwendolyn’i son kez görecek kadar.
Thor yerde yatarken, hançerin gelişini gördü, mesafe azalırken zaman yavaşlamıştı. Bacaklarından başlayarak gövdesine, kollarına, avuç içlerine ve parmak uçlarına doğru ateş bastığını hissetti.Elleri o kadar çok karıncalanıyordu ki parmaklarını kapayamıyordu bile. Bu ani ateşle beraber gelen enerji içinden çıkıp patlayacak gibiydi.
Thor döndü, yepyeni bir kuvvetle dolmuştu, avucuyla saldırganı hedef aldığında bembeyaz bir ışık haresi avucundan yayılıyordu. Asker savaş alanına doğru uçtu ve arkasındaki birkaç askeri de ağırlığıyla savurdu.
Üzerinden akan eneriyle beraber Thor yerinde durdu ve avucunu savaş alanına doğru yöneltirken küre şeklindeki ışık her yere dağılarak çok hızlı ve çok yoğun bir biçimde bir yıkım dalgası oluşturdu. Öyle ki dakikalar içinde tüm İmparatorluk askerleri koca bir yığın halinde ölü olarak yere serilmişlerdi.
Anın ateşi sakinlediğinde Thor saydı. Kendisi, Reece, O’Connor, Elden ve Conven hayattaydı. Yakındaki Krohn ve Indra da yaşıyordu, Krohn nefes nefeseydi. Tüm İmparatorluk askerleri ölmüştü ve ayaklarının dibinde Conval yatıyordu.
Dross da ölmüştü, bir İmparatorluk kılıcı kalbine saplanmıştı.
Hayatta kalan tek kişi Drake’ti. Orada bir İmparatorluk hançerinin açtığı yarayla inleyerek yatıyordu. Thor ona doğru ilerlerken Reece, O’Connor ve Elden onu sürükleyerek acı içinde ayağa kalkmasını sağladılar.
Drake acıyla yüzünü buruşturup alaycı ve küstah bir ifade takındı, yarı baygındı.
“Bizi en başta öldürmeliydin.” dedi, ağzından kan damlıyor ardından uzun uzun öksürüyordu. “Her zaman çok saftın. Çok aptaldın.”
Thor yanaklarına kanın hücum ettiğini hissetti, onlara inandığı için kendine daha çok kızıyordu. En çok da saflığının Conval’ın ölümüne sebep olmasına içerliyordu.
“Bunu sadece bir kez soracağım,” diye kükredi Thor.” Bana gerçeği söylersen yaşamana izin veririm ama yalan söylersen diğer iki kardeşinin yolundan gidersin. Seçim senin.”
Drake birkaç sefer öksürdü.
“Kılıç nerede?” diye haykırdı. “Bu sefer gerçeği söyle.”
Drake öksürükten boğulacak gibi oldu, sonra kafasını kaldırdı ve Thor’la göz göze geldi. Bakışları nefret doluydu.
Sonunda “Aslabatmaz” diye cevap verdi.
Thor diğerlerine baktı onların da hiçbir fikri yoktu aklı karışmıştı.
“Aslabatmaz?” diye sordu Thor.
“Dipsiz