Kadınlar Alayı - Üç Perdelik Bir Oyun. Джек Лондон

Читать онлайн книгу.

Kadınlar Alayı - Üç Perdelik Bir Oyun - Джек Лондон


Скачать книгу
EPPINGWELL: (İçtenlikle) “Tek yapması gereken bir adama bakmak.”

      BAYAN EPPINGWELL: (Gülümseyerek) “Sanki sana bakmış gibi konuşuyorsun.”

      KAPTAN EPPINGWELL: (Gülümseyerek) “Çok ilginç bir kadın.”

      BAYAN EPPINGWELL: “Peki neyse, gözlerini ve hilelerini Floyd Vanderlip’in üzerine dikmiş.”

      KAPTAN EPPINGWELL: “Peki bunda ne var? Burası özgür bir ülke.”

      BAYAN EPPINGWELL: “Bekle bir dakika. Açıklamaya çalışıyorum sana. Floyd Vanderlip başka biriyle evlenmek üzere nişanlı.”

      KAPTAN EPPINGWELL: “Ooo!”

      BAYAN EPPINGWELL: “Floyd Vanderlip büyük, güçlü bir adam. Beş yıl boyunca buzul arazilerinde Eldoradoları kovaladı, geyik ve somon etiyle yaşayıp hayvan gibi çalıştı. Kötülüğe ayıracak hiç boş anı olmadı. Sonra Klondike’e çarptı ve milyonlar değerinde. Ayrıca beş yıl içinde ilk kez oturup dinlendi. Birleşik Devletler’de kendisini bekleyen bir kızı hatırladı. Genç bir kız, ona gelmesi için haber yolladı. Gelir gelmez evleneceklerdi. Kulübeyi çoktan hazırladı. Her neyse, o kişi Flossie. Şu anda buzulların üzerinden geliyor, bana her şeyi anlattı ve her an burada olabilir. Neredeyse hastalanıncaya dek onu aradım durdum. Sonra bu Freda Moloof onu büyüledi. Dedikoduyu duydum.”

      KAPTAN EPPINGWELL: “Sonra el atmaya davrandın. Anlamaya başlıyorum.”

      BAYAN EPPINGWELL: “Onun etkisini kırmak için elimden geleni yaptım. Bu adam için ne kadar zaman ve enerji harcadım! Onu kendime bu kadar adamış olmam âdeta skandal gibi bir şey! Sitka Charley ona âşık olduğumu zannediyor. Bunu benim yüzüme söyledi. Ve şimdi hepsi ziyan oldu. Kart oyunu davetleri ve her şey! Klondike’te bir piyano ve hizmetçiye sahip tek kadın karşısında ben neyim ki? Ve bu gece nehrin aşağısına birlikte kaçacaklar.”

      KAPTAN EPPINGWELL: “Freda Moloof’la birlikte mi?”

      BAYAN EPPINGWELL: “Freda Moloof’la birlikte. Bak burada şimdi. Muhtemelen yolculuk için bir şeyler satın alıyordur.”

      KAPTAN EPPINGWELL: (Freda’ya bakmak için döner, sonra arkasını döner.) “Eğer adam dediğin kadar varlıklıysa kadının daha iyisini bulamayacağını söylemem lazım. Onu şimdi hatırladım. Güçlü kuvvetli bir adamdı, aslan gibi cesurdu.”

      BAYAN EPPINGWELL: “Evet, ancak kadın ellerinden çok kürek saplarını okşamış ve onun sorunu da bu. Ben de ne yapacağımı bilemiyorum.”

      KAPTAN EPPINGWELL: “Onu sadece uyarabilirsin.”

      BAYAN EPPINGWELL: “Ne yapacağımı bilemiyorum. Floyd Vanderlip rica edilecek türde bir adam değil. Onu etkileyebilmek için yapılacak şey bir barut değirmenini ateşe vermektir. Keşke Flossie’nin ne kadar yaklaştığını bilebilseydim. Haftalardır ne bir ulak ne bir postacı gelmedi. Dyea’dan yirmi gündür posta gelmedi.”

      Postacı içeri girer, deriden bir posta kesesi taşır. Dizlerine kadar uzanan sincap derisinden bir parka giymektedir. Başlığı kafasını ve kulaklarını kaplamaktadır ve sadece yüzü görünür. Yüzü ve ağzı buz tuttuğundan konuşması mümkün değildir. Mokasenlerindeki karları temizlemek için durmadan doğruca sobaya ilerler hızlı adımlarla.

      KAPTAN EPPINGWELL: “Flossie’den haber getirecek adam bu. Ona sorayım mı?”

      BAYAN EPPINGWELL: “Ah, postacı mı? Nihayet! Tam zamanında, evet sor.”

      KAPTAN EPPINGWELL: (Postacının yoluna doğru adım atar.) “Haberler ne?” (Postacı konuşamayacağını sessiz bir hareketle belli eder. Kollarını sallar, önce buz kesen ağzına sonra da sobaya işaret eder. Kaptan Eppingwell güler ve geçmesine izin verir.

      Bayan Eppingwell’e hitaben) “O kadar çok buz kesmiş ki konuşamıyor. Buzları çözülünceye dek bekleyelim. Sonra ona sorarım. Bu arada…”

      BAYAN EPPINGWELL: (Sözünü keser.) “Bu arada Lisznayi ile tanışmalısın.”

      KAPTAN EPPINGWELL: “Lisznayi mi?”

      BAYAN EPPINGWELL: “Evet, kendisi muhteşem bir kadın. Son keşfimiz. Yeni dünyanın cesur kanıyla birlikte eski dünyadan bir Macar kendisi. Romanya kraliçesinin bir arkadaşı. Kraliçeye model olarak poz vermiş. Kardinaller ve prensler emrine amade. Çok fazla parası var. Tabii ki konumu ve diğer şeyler de. Klondike’e macera tutkusu ve muhtemelen de sıkıldığı için gelmiş. Ondan hoşlanacaksın, biliyorum. Bak işte orada. Buna ne dersin?”

      Bayan Eppingwell ve Kaptan Eppingwell, Loraine Lisznayi ve Prince’in bulunduğu sol arka tarafa doğru yürürler. Postacı, sobaya yaklaşmaya çalışır ancak madenciler ona engel olurlar. Madenciler soru sorar: “Haberler neler?”, “Yol nasıldı?” “Bana mektup var mı?”, “Peki bana?”, “Peki bana?”, “O’Brien ile nerede karşılaştın? On gün önce ayrılmıştı.” “Thirty Mile Gölü’ndeki buz nasıldı?” vs. Postacı tüm bu sorulara kollarını sallayarak cevap verir ve sobaya ulaşıncaya dek kalabalığı delmeye devam eder. Sobaya yüzünü yaklaştırır. Dave Harney sol taraftan girer, hâlâ öfke doludur. Ancak postacıyı görür görmez yüzü, zihninde ani bir düşünce şimşek misali çakmışçasına aydınlanır. Hızla yürümeye başlar, Postacı’yı kolundan yakalayıp kenara çeker.

      DAVE HARNEY: (Fısıldayarak) “Gazete var mı?”

      POSTACI: (Kafasını onay anlamında sallar.)

      DAVE HARNEY: “Kaç tane?”

      POSTACI: (Bir parmağını gösterir.)

      DAVE HARNEY: “Sana onun için yirmi dolar veririm.”

      POSTACI: (Kafasını sallar.)

      DAVE HARNEY: (Hızla fiyat yükseltmeye devam eder ve her bir fiyat teklifi Postacı’nın kafasını sallamasıyla karşılık bulur.) “

      Конец ознакомительного фрагмента.

      Текст предоставлен ООО «Литрес».

      Прочитайте эту книгу целиком, купив полную легальную версию на Литрес.

      Безопасно оплатить книгу можно банковской картой Visa, MasterCard, Maestro, со счета мобильного телефона, с платежного терминала, в салоне МТС или Связной, через PayPal, WebMoney, Яндекс.Деньги, QIWI Кошелек, бонусными картами или другим удобным Вам способом.

      1

      Altın tozu para birimi olarak kullanılıyor. (ç.n.)

      2

      Para olarak kullanılan altın tozu kastediliyor. (ç.n.)

Скачать книгу