Bağımsızlık Dönemi Özbek Edebiyatı. Анонимный автор
Читать онлайн книгу.dolu hikâye,
Kırk tanesini söyleyelim.
Dinlenin, şimdilik
Sözümü bitireyim.
ABDULLA ARİPOV (1941-2016)
Özbekistan Milli Marşının yazarı, son dönem Özbek şiirinin en güçlü isimlerinden birisi olan Abdulla Aripov, 21 Mart 1941 yılında Kaşkaderya vilayeti Kasan ilçesinin Neköz köyünde dünyaya gelmiştir. 1963’te Taşkent Devlet Üniversitesi Gazetecilik Fakültesinden mezun olduktan sonra Gafur Gulam neşriyatında muharrir, Şark Yulduzı dergisinde ise başmuharrir olarak çalışmıştır. Daha sonra Özbekistan Yazarlar Birliğinde kâtiplik görevini yapmıştır. Uzun yıllar Özbekistan Yazarlar Birliğinin Başkanlığını yürütmüştür. Sanat hayatına 1950’li yılların sonlarında şiir yazarak başlayan şair, daha öğrencilik yıllarında yazdığı şiirlerle, özellikle üniversite gençliğinin ilgisini kazanmıştır. 1960’lı yılların başlarında yazdığı “Münacatı Dinleyerek” adlı şiiriyle adını duyurmuştur. Bu şiir, o dönemde Sovyet sistemini övmek amacıyla yazılan şiirlere bir tepki olarak yazılmıştır. Abdulla Aripov, 1964 yılından itibaren arka arkaya yazdığı “Ben Niçin Seviyorum Özbekistan’ı?”, “Yüz Yüze”, “Altın Balıkçık”, “Robot” gibi şiirleriyle, Sosyalist sistemi eleştirmiştir. Abdulla Aripov’un bu şiirleri, edebiyat dünyasında büyük akisler uyandırmıştır.
Şairin ilk şiir kitabı 1965 yılında “Minik Yıldız” adıyla yayımlanır. Bu ilk eseri takip eden “Gözlerim Yolunda” (1967), “Anacığım” (1969), “Ruhum” (1971), “Özbekistan Kasidesi” (1972), “Hatıralar” (1974), “Yurdumun Rüzgârı” (1974), “Cennet Yolu” (1978), “Hayret” (1979), “Hekim ve Ecel” (1980) “Kurtuluş Kalesi” (1981) ve “Yılların Üzüntüsü” (1983) adlı şiir kitapları yayımlanmıştır. Abdulla Aripov, daha sonraki yıllarda da eserler vermeye devam etmiştir. “Hac Defteri” (1992), “Seçmeler” (1996), “Sahibkıran” (1996), 4 ciltlik “Seçilmiş eserler” (2000 – 2001) gibi şiir kitapları yayımlanmıştır.
Abdulla Aripov’un şiirleri dünyanın birçok diline çevrilmiştir.
Özbekistan bağımsızlığına kavuşunca Milli Marş’ı Abdulla Aripov yazmıştır.
1998 yılında eserleri ve yaptığı işlerden dolayı “Özbekistan Kahramanı” yüksek mükâfatıyla ödüllendirilmiştir.
5 Kasım 2016 tarihinde vefat etmiştir.
SHOIR
Shoir deganlari shahiddir – xunsiz,
Uchinchi dunyodir – kunduzsiz, tunsiz.
Bola kabi kular, biroq ko‘zda yosh,
Bola kabi yig‘lar, va lekin unsiz.
ŞAİR
Şair dediğin şehittir – kansız,
Üçüncü dünyadır – günsüz, gecesiz.
Çocuk gibi güler ama gözünde yaşı
Çocuk gibi ağlar lakin sedasız.
ODAT
Bir xalqda g’alati odat bor ekan:
O’lganlar azizu tirik xor ekan.
Sevgan odamiga tilarkan ajal,
O’tgach, ulug’lashga intizor ekan.
GELENEK
Bir halkın garip bir geleneği varmış:
Ölüleri aziz, dirileri önemsiz imiş.
Sevdiği insanlara dilerken ölüm,
Ölünce övmeye intizar imiş.
OSTONA
Vatan ostonadan boshlanar, bolam,
Buni rad etolmas birorta odam.
Biroq bilmasdirsan, shul ostonadan
Goho boshlanadi musofirlik ham.
EŞİK
Vatan dediğin eşikle başlar,
Bunu kimse inkar edemez, evlat.
Belki bilmiyorsun aynı eşikten
Bazen başlar gurbet de evlat.
JUMBOQ
Qadim donishmandlar demishlar bundoq:
– Uch odamning biri Xizr erur, boq.
Men-ku ishonaman, Xizrdir biri,
Qolgan ikkovi kim? Bunisi jumboq.
BİLMECE
Kadim bilgelerden kalmış bir hikmet:
– Üç adamdan biri Hızır’dır, dinle iyice.
Ben inanıyorum da birisi Hızır’dır elbet,
Kalan ikisi kim? İşte budur bilmece.
HAQIQAT
Dedilar: – Ayo, pir, aylagil shafqat,
Haqiqat bormikin, rostin ayt faqat.
Pir dedi: –Tiriksan, haqiqat shuldir,
Bir kun o‘lajaksan bul ham haqiqat.
HAKİKAT
Dediler: Ey, pir, eyle merhamet,
Hakikat var mıdır, gerçeği anlat.
Pir dedi: Yaşıyorsun, işte hakikat,
Günü gelince öleceksin, bu da hakikat.
TANHO QUSH
Osmonda bir tanho qush uchar,
Yuraklarni o‘rtar ovozi.
Goh varrakdek balandlab o‘tar,
Goho pastlab ketar parvozi.
Birov bilmas, uchmish u qaydan,
Qayga qo‘nar? Bu ham noma’lum.
Nolasi bor – uzilgan naydan,
G‘oyib bo‘lar o‘tmasdan bir zum.
O‘sha qushdek yashadim cho‘chib,
Sizni xavfdan ayladim ogoh.
Ketolmadim ko‘kka ham uchib,
Topolmadim yerda ham panoh.
YALNIZ KUŞ
Gökyüzünde uçar yalnız kuş,
Yürekleri yakar ötüşü.
Bazen uçurtmalar gibi yükselir
Bazen iner hızla yokuşu.
Kimse bilmez, o nereden geliyor,
Nereye konacak? Bu da bir sorun.
Feryadı var ney sesine benziyor
An geçmeden kaybolur gözden.
İşte o kuş gibi yaşadım ürkerek
Sizi tehlikeye karşı uyardım ama
Gidemedim gökyüzüne uçarak
Yerde de kalacak yer bulamadım.
UMRIMIZ YO‘LLARI
Oqshom