Bağımsızlık Dönemi Özbek Edebiyatı. Анонимный автор

Читать онлайн книгу.

Bağımsızlık Dönemi Özbek Edebiyatı - Анонимный автор


Скачать книгу
soluk sema fena gürlüyor,

      Çok fena cıyaklar belirsiz bir kuş.

      Ve yanımda kanlı pınar şırıldar,

      Güller, senin güllerin solmuş.

      Firuze, zümrüt güllerin ezilmiş.

      Ah, indin gemiden. Zurna çaldılar,

      Ve göze görünmeyen eller o anda

      Yatırdılar beni kelepçe taktılar.

      Feryadım içimde, atma gülünü…

      Atma, yalnızlıktan, mutlu kulunu.

      3. Soldurma gülünü, ilahim, yansın,

      Görsün yer ve gök gözünü kırpmadan.

      Zaman, büyük hakem. Ruhun uyansın.

      Yüzyıllık umudum Sen. Sen var, Sen varsın.

      Raviler niçin? Hak ve hakikat!

      Yüzyıllık zincirleri parçala.

      Vücudunu yandırsın elemli fikret,

      Açık hakikate, hak yola başla.

      Zaman geçiyor. Vakit amansız,

      Emanet dünyada emanet insan

      Vijdan şivesi var, şefkatli iman

      Asıl insanları çağırır şu an.

      Gökyüzüne saplanmış gözüm var,

      Alevlerde, bahçelerde özüm var.

(Aktaran: Yılmaz Özkaya)

      HALİME HUDAYBERDİYEVA (1947 -)

      Halime Hudayberdiyeva 17 Mayıs 1947’de Özbekistan’ın Sırderya vilayetine bağlı Bayavut ilçesinde doğdu. Şiir kitapları: “İlk Sevgi” (1968), “Ak Elmalar” (1973), “Çiçek Bahçesi” (1974), “Sırtımı Dayadığım Dağlar” (1976), “Dede Güneş” (1977), “Sıcak Kar” (1979), “Sadakat” (1983), “Kutsal Kadın” (1987), “Kalbimin Dertli Noktaları” (1991), “Horluk Odu” (1993), “Bu Günleri Görenler Var” (1994), “Tomris’in Söyledikleri” (1996), “Yoldayım” (2005) ve seçme şiirlerinden oluşun birkaç kitabı bulunmaktadır. Ödülleri: Hamza Devlet Ödülü (1990), Özbekistan Halk Şairi (1992).

      UNUTMAYDI

      “Unutmas meni bog‘im.” Usmon Nosir

      Hamma unutganida ham

      Yerlar, ko‘klar unutmaydi.

      Ochganimiz ko‘zlardagi

      Qorachug‘lar unutmaydi.

      Siylasa-da she’r, shonu shaxd,

      Goh keldi baxt,

      Goh ketdi baxt.

      Tik tashlandik. Mo‘ljalga naqd

      Tekkan o‘qlar unutmaydi,

      Ko‘pni ko‘rdik kuyunganni,

      Sadaqadan suyunganni,

      “Oh, Olloh!” deb to‘yinganni

      Ko‘ngli to‘qlar unutmaydi.

      Garchand edik joni qillar,

      Janggohlarda bo‘ldik fillar,

      Erk yo‘lida qolgan kullar,

      Qolgan cho‘g‘lar unutmaydi!

      To‘fonlarida isinib,

      Bol deb ichdik qor, muzini,

      O‘pdik. Labimiz izini

      Turkiy tug‘lar unutmaydi!

1997

      UNUTMAZ

      “Unutmaz beni bahçem…” Osman Nasır

      Herkes unutsa bile,

      Yerler, gökler unutmaz.

      Açılan gözlerimizde

      Gözbebekleri unutmaz.

      Şiirden gelir şan, şöhret,

      Bazen gelir baht,

      Bazen gider baht.

      Onurla direndik. Hedefe dosdoğru

      Varmış oklar unutmaz.

      Gördük hep yakınanı,

      Sadakadan sevineni,

      “Allah!” diye dileneni

      Gönlü toklar unutmaz.

      Kıldan ince olsak da,

      Fil olduk savaşlarda.

      Kül olduk erk yolunda,

      Kalan korlar unutmaz.

      Tufanlarda ısındık,

      Bal diye buzlar yuttuk,

      Dudakların izini öptük

      Türkün tuğu unutmaz!

      DARAXT FARYODIDAN BEXABAR…

      Daraxt bardoshidan qilsa bo‘lar toj,

      Qo‘rg‘oshin o‘ylarga cho‘mib kelgan payt.

      Qishning eshigiga o‘zi yalang‘och,

      Barglar, bolalarin ko‘mib kelgan payt.

      Bormi bu dunyoni ko‘rolguvchi ko‘z

      Kuzatib qushlarning galalarini,

      Sariq hasrat bo‘lib yoyilarkan kuz,

      Daraxt yo‘qlaganda bolalarini!

      Vo darig‘!

      Bu daraxt qandog‘ o‘lmaydi,

      Unsiz o‘kirig‘i yeru ko‘k buzar.

      Daraxt ko‘z yoshini ko‘z-ko‘z qilmaydi,

      Daraxt o‘z yoshini ichga oqizar…

      Ayol!

      Ollohga ayt arzu-nolangni,

      Mayli, beshon va yo besamar o‘tgin.

      Faqat

      Kuz olmasin biror bolangni,

      Daraxt faryodidan bexabar o‘tgin!

1996

      AĞACIN FERYADINDAN HABERSİZ

      Ağacın gücünden taç yapmak mümkün,

      Kurşunun düşünceye döküldüğü anda.

      Kışın kapısına yaprak-yavrularını,

      Çıplak haliyle gömdüğü anda.

      Var mıdır, dünyada görebilen göz,

      Gözetmeye kuşların sürülerini,

      Sarı hasret olup yayılırken güz,

      Ağaç yokladığında yavrularını.

      Ey felek!

      Bu ağaç nasıl ölmez,

      Sessiz feryadı yer ve göğü inletir.

      Ağaç gözyaşını asla göstermez,

      Ağaç öz yaşlarını içine akıtır…

      Kadın!

      Allah’a anlat elemlerini,

      Boş ver, ünü, şöhreti, şanı,

      Yalnız,

      Güz götürmesin hiç bir yavrunu,

      Ağacın feryadından habersiz yaşa!

      VATAN

      Kim


Скачать книгу